Sabah gazetesi yazarı Mehmet Barlas, 15 Ağustos Cuma tarihli yazısında cumhurbaşkanlığı seçim sonuçlarına ilçe bazında bakarak, sonuçların ne anlama geldiğini tartışmıştır. Farklı ilçelerde yaşayan insanların farklı siyasi tercihlerinin oluşum nedenlerini de değerlendiren usta yazarın "Kentli Olmak Mı Yoksa Semtli Olmak Mı Ağır Basıyor?” başlıklı yazısından öne çıkanlar ve satırbaşları...
İLÇELERİN SEÇİMDEKİ ANLAMI
Cumhurbaşkanı seçiminin ayrıntılı sonuçları değerlendirilirken siyaseten "Kentli" kimliğinin değil "Semtli" kimliğinin daha ağır basmaya başladığı gerçeği de galiba ortaya çıktı... Özellikle İstanbul'da yaşayanlar için söz konusu olan bu durumu mesela "Beşiktaşlı" olmakla "Ümraniyeli" olmak arasındaki siyasi eğilim farklarından görebilirsiniz.
İLÇE BAZINDAKİ SİYASİ EĞİLİM FARKLARININ NEDENLERİ
İstanbul ilçelerindeki seçim sonuçlarını tahlil ederseniz, semtlerin siyasi eğilim farklarının hangi olgulardan kaynaklandığını belki hissedebilirsiniz.
Eğer "Yeni Türkiye"nin gerçekleri ışığında semtler arasındaki siyasal görüş farklılıklarını aceleci bir çözüme bağlarsanız, kolayca "Beyaz Türkler kendilerini Bebekli, Modalı, Nişantaşılı, Cihangirli diye anlattıklarında, kendilerini daha mutlu ve kişilikli hissediyorlar" yargısına varabilirsiniz...
Buna karşı yeni kentliler ise kendilerini Ümraniyeli, Gaziosmanpaşalı, Gültepeli olarak görmek yerine "İstanbullu" olarak görüyorlar.
BEŞİKTAŞ VE SULTANBEYLİ
Mesela Beşiktaş'ta çatı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu oyaların yüzde 75.6'sını alırken, Beşiktaşlı seçmenlerin sadece yüzde 17.8'i Tayyip Erdoğan'a oy vermiş... Buna karşı Sultanbeyli'de Ekmeleddin İhsanoğlu'nun oy oranı yüzde 14.2'de kalırken,Tayyip Erdoğan oyların yüzde 69.6'sını almış. Aynı kentin semtlerini siyasal eğilimler açısından ayıran bu farklılıklar galiba kaçınılmazdır.
ENTERASAN BİLGİLER
Ümraniyeli ya da Bebekli olsanız da mesela 4'üncü Haçlı Seferi ile, Venediklilerin öncülüğündeki Franklar'ın İstanbul'u istila edip yağmaladıklarını, 1204'ten 1264'e kadar burada bir Katolik devletin kurulduğunu, Bizans'ın 60 yıl boyunca İzmit'e taşındığını bilseniz fena mı olur?
Örneğin İstanbul'da ilk üniversitenin 27 Mart 425 tarihinde, Bizans imparatoru 2'nci Teodosyus tarafından kurulduğunu, bunun adının "Auditorium" olduğunu bilseniz... 31 profesör, Latince, Grekçe, felsefe, hitabet, hukuk dersleri veriyorlarmış bu üniversitede. Maaşlarını devlet ödüyormuş ve özel ders vermeleri yasakmış. Bu gibi şeyleri de bildikten sonra hangi semtlerin kime neden fazla oy verdiğini irdelemek daha anlamlı olmaz mı?
Yorum yazarak Canlı Haber Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Canlı Haber hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Canlı Haber editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Canlı Haber değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Canlı Haber Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Canlı Haber hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Canlı Haber editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Canlı Haber değil haberi geçen ajanstır.