İmamoğlu, “ Almanya'ya İşgücü Göçünün 60. Yılı Etkinliği”nde açılış konuşmasını gerçekleştirdi. Birçok Türk vatandaşının iş gücü olarak Almanya’ya yerleşmesi hakkında İmamoğlu, “Bunlardan iki tanesi de aile içerisindeki bir kararla, rahmetli dedemin kardeşleriydi. İkisi de sağ. Aile içerisinde üç erkek kardeş, bir niyet ortaya koyuyorlar iki kardeşin gitmesi şeklinde. İki küçük kardeşin gidişi, büyüğünün de Trabzon'da kalması şeklinde bir kanaatle hareket ediyorlar. Birinin adı Alican, birinin adı Osman. 1964 yılında gidiyorlar Almanya'ya ve orada bir tanesi 5 yıl, bir tanesi 11 yıl kalıyor. Ve sonra tekrar yurtlarına dönüyorlar” ifadelerini kullandı.
'ÖZLEM TÜRECİ VE SAYIN UĞUR ŞAHİN'İ BURADAN ANMADAN OLMAZ'
Yerleşen Türklerin Almanya’daki hayatları hakkında konuşan İmamoğlu “Hem Almanya hem Türkiye toplumunda da değişimlere ve değişimlere sebep oldu. Bazen gerilimlerde yaşanmadı değil. Ama bu bir süreçtir ve sürecin parçalarıdır. Böylesi büyük bir göç dalgasının, doğal olarak siyasi, ekonomi, kültürel, sanatsal, sportif açılardan da toplumları etkilediğini bilmeliyiz. Türkiye-Almanya arasındaki süreç halen devam ediyor. Ve sadece toplumlarımıza değil, bence tüm dünyaya iz bırakmaya, bir kısım örnekler oluşturmaya da devam ediyor. İnsanlığın belki de en dramatik dönemlerinden birini, pandemi döneminde hep birlikte yaşadık. Buna dönük aşıyı geliştiren Almanya'ya göç eden ailelerin birer ferdi olan Sayın Özlem Türeci ve Sayın Uğur Şahin'i buradan anmadan olmaz” dedi.
“DRAMATİK GÖÇÜN TAM GÖBEĞİNDE BİR KENTTE BULUNMAKTASINIZ”
Dünya genelinde yaşanan göçler hakkında değerlendirmede bulunan İmamoğlu, “Belki de en dramatik göçün tam göbeğinde bir kentte bulunmaktasınız. Şu anda 2,5 milyona yakın, İstanbul'a yerleşmiş ama sığınmacı ama mülteci ama oturma izni almış insanla karşı karşıya. Ve o 2,5 milyon nüfus, sadece ve sadece 6-7 yılda olgunlaşmış bir nüfus. Yani 1961’den 2021’e konuşmuyoruz. 2021 yılındayız; 2013’lerde, 2014’lerde başlayan bir sürecin, bir anda 2,5 milyona ulaştığını düşündüğümüzde, aslında ne kadar dramatik ve süreci zorluklarla yönettiğimizin bir karşılığıdır diye düşünebiliriz. Dolayısıyla şu anda dünyada ama savaşlar ama belli kıtlıklar üzerinden bir takım gelir adaletsizliği, eşitsizlikler üzerinden oluşan bu göçleri sıkı bir biçimde incelemeli ve bunun üzerine hep birlikte çalışmalıyız.” dedi.
“GÖÇÜ CİDDİYE ALMALIYIZ”
İstanbul’a yaşanan göçler hakkında da değerlendirmede bulunan İmamoğlu, “Göçü, ciddiye almalıyız. Dünyadaki gelir adaletsizliğini ve bir kısım kaynaklar üzerinden, belli gelir seviyesinin üzerindeki ülkelerin, yaratılan kaosları ve oradaki birtakım çıkarlarını önceleyerek, oralarda yaşayan -ki bunun en önemli merkezlerinden birisi Ortadoğu'dur- oralarda yaşayan insanların huzurunu, sağlığını, güvenliğini düşünmeksizin hareket etmelerini, ben dünyanın 21’nci yüzyılı açısından büyük talihsizlik olarak görüyorum. Bu bağlamda, şu anda başta Suriye olmak üzere, milyonlarca insanın kendi yurtlarından, vatanlarından uzak kalmalarının çok önemli bir trajik bir durum olduğunu ve 21’nci yüzyıla hiç yakışmadığını ifade etmek isterim. Bu bağlamda uluslararası erklerin önemli bir sorumluluğu vardır. Hep beraber, birlikte, belki şu anda biz misafir ediyoruz, konuk ediyoruz ve tüm insani ihtiyaçlarını karşılamakta yükümlü olduğumuzun da farkındayız. Ve bunu yaparız. En iyisini de yapmaya çalışırız. Ancak günün sonunda; insanların bu tarzda ülkelerinden uzaklaştırmalarına, seyirci kalmadan, müsaade etmeden, tekrar bu insanların kendi yurtlarına dönebilmesi noktasında, en üst seviyede uluslararası iş birliğiyle hareket edilmesini, 21’nci yüzyılda dünya ülkelerinin sorumluluğu olarak görmekteyim." ifadelerini kullandı.
"İNŞALLAH BUNU HEP BİRLİKTE BAŞARABİLİRİZ"
“Tabii ki göçler olacaktır” ifadelerini kullanan İmamoğlu, “Kültürel, sosyoloji, ticari, ekonomik, başka göçler de olacaktır. Bunların da iyi yönetilmesine, toplumların entegrasyonu sürecine katkı sunulmasına ihtiyaç vardır. Bunda da özellikle kültürün, sanatın yeri bambaşkadır. Bu geçişkenliği sağlamak ve bunu da en iyi şekilde icra etmek, toplumları buluşturmak da bizim gibi yerel yönetimlerin sorumluluğu altındadır. Zira artık dünya, yüzde 80-85 oranında kentlerde yaşamaktadır. Yerel yönetim olarak, bu süreci, bu şekilde ele almaktayız” şeklinde konuşmasını bitirdi.
Yorum yazarak Canlı Haber Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Canlı Haber hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Canlı Haber editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Canlı Haber değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Canlı Haber Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Canlı Haber hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Canlı Haber editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Canlı Haber değil haberi geçen ajanstır.